Mesleğin Konforlu Yapılabilmesi Mücadelesi
İCRA SÜRECİNDEKİ GEREKSİZ İŞ YÜKÜMÜZÜ AZALTMAK HEDEFİMİZDİR
Borçların, “devlet erki aracılığı ile” tahsil edilmesi sisteminde; aslen avukatın yükümlülüğü olmayan hususlar işleyişten çıkarılmalıdır.
Takibin kesinleştirilmesi, malvarlığı araştırması yapılması, borç reddiyatı yapılması vb işlemler, “talep” yükü getirilmeden müdürlük tarafından re’sen gerçekleştirilmelidir.
Bu hususların adalet mekanizmasına kabul ettirilmesi, UYAP sisteminde yapay zekadan da yararlanarak bu yönde revizyon yapılması öncelikli faaliyetlerimizden olacaktır.
Fiili haciz uygulamasının da devletin yükümlülüğünde olduğu ve mahalde avukatın bulunmasına gerek olmadığı da unutulmamalıdır. Uygulamada “görevli” devlet geri durmakta, “haczi yapanın avukat olduğu” algısı yaratılarak avukatın canı tehlikeye atılmaktadır. Adli sisteme görevini anımsatacak ve meslektaşlarımızı hedef olmaktan çıkaracağız.
AVUKATLARA YÖNELİK ŞİDDET VE TACİZE KARŞI DURACAĞIZ
Sıklığı ve yoğunluğu günden güne artan fiziksel ve/veya psikolojik şiddetin kaynağı; karşı taraf, müvekkil, hakim, savcı, icra/kalem personeli, kolluk, resmi veya özel kurum çalışanı olabilmektedir. Şiddetin her türü yıpratıcı sonuçlar doğurmaktadır.
Şiddet için saydığımız unsurlar, taciz niteliğinde eylemlerde de karşımıza çıkabilmektedir. Taciz sadece dışarıda değildir, ofis içi örneklere de rastlanmaktadır. Sayısının azlığı ya da çokluğu önem taşımamaktadır
Şiddetin ve tacizin bu kadar yaygın olmasının başlıca nedeni; avukatın barosu tarafından yalnız bırakılması ve yalnız bırakıldığı algısının toplumda yerleşmesidir.
Ne şekilde olursa olsun, kimden gelirse gelsin; avukata yönelik şiddete ve tacize karşı duracağız. Meslektaşımızın yanında olacak, hukuki ve gerektiğinde psikolojik yardım sağlayacağız. “Mobbing” mağduru avukatlara ve mesleki faaliyeti sırasında yaşadıkları nedeniyle doğrudan veya ikincil travma yaşayan meslektaşlarımıza da destek olacağız.
SAATLERCE DURUŞMA BEKLEME SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ VAR BİLİYORUZ
Her duruşmada, dosya içeriğinden çok “ne kadar bekleyeceğim” stresi yaşıyoruz. Duruşma saatlerinin göreceli olarak makul aralıklarla belirlendiği mahkemelerde de aynı sorun yaşanıyor.
Çözüm Tektir : Gereksiz Duruşmaları Ortadan Kaldırmak.
Usul kuralları olanak tanıdığı halde; “kalem işleyişine güvenilmemesi” ve “duruşmasız dosyaların gözden kaçacağı kaygısı”, gereksiz duruşma günü verilmesine neden olmaktadır. “Bilirkişi raporunun beklenmesine” karar verilecek/verilen duruşmalarda olduğu gibi, zamanımız çalınmaktadır.
HSK’nın tam tersi yöndeki tavsiyesini değiştirmek için ısrarla mücadele edeceğiz. Bu hedefimiz hayata geçtiğinde; duruşma sayısı önemli ölçüde azalacak, her bir mahkemedeki günlük duruşma sayısı belki 5’te 1’e inecek, böylelikle duruşma saatinde sarkma problemi de ortadan kalkacaktır.
UYAP VE CELSE SORUNLARI GÜNDEME GETİRİLECEK VE ÇÖZÜLECEK
UYAP sistemi ve CELSE uygulaması; basit dokunuşlarla giderilebilecek eksiklikler, aksaklıklar içermektedir. Sistem en ince detayına kadar incelenecek, “faaliyetimizi zorlaştıran unsurlar” tespit edilecek ve “somut çözüm önerileri” ile birlikte ortaya konulacaktır. Bu çalışmaya, “faaliyetin kolaylaşmasını sağlayacak değişiklikler” de eklenecektir. Önerilerimizi hayata geçirmeden geri çekilmeyeceğiz onuyu kapatmayacağız,
“Birden fazla vekil olan dosyada, e-duruşmaya sadece talepte bulunan vekilin katılabilmesi” gibi hukuki düzenleme kaynaklı, “soruşturma dosyasında -hem de aralıklarla- talep istenmesini gerektiren” uygulamadan doğan sorunlardan tutun, “değişik iş dosyalarının içeriğinin görülememesi” , “celseden ödeme yapılamaması” vb. bir çok konu da, kararlı ve ısrarlı bir tutumla çözülebilecek hususlardır.
ADLİYE KAYNAKLI SORUNLARLA MÜCADELE EDECEĞİZ
Stres kaynaklarımızın önde geleni, İcra müdürlüklerinde personelin hukuk tanımayan tavır ve işlemleri, mahkeme kalemlerindeki özensiz ve hatalı işlemler, yavaşlık, gerekçesiz kararlar, “şikayet et, istinaf et” yaklaşımlarıdır. Bunlar ve benzerleriyle, hemen hemen her gün karşılaşmaktayız.
Kuracağımız Yargı Atölyesi’nde; “çözüm mekanizmaları” üreterek, bunların hayata geçmesini sağlayacağız. Mesleki faaliyetimiz içinde bizzat yaşadığımız için çok iyi bildiğimiz ve tepki verdiğimiz bu konularda da, kararlı ve ısrarlı tutumdan taviz vermeyeceğiz.
Adliye yemekhanelerinde dışlanan ayrımcılığa uğrayan tek grup bizleriz. Avukatlar aynı yemeği iki katı bedel ödeyerek yemek zorunda bırakılıyor. Bunu kabul etmiyoruz, değiştirmek için var gücümüzle çalışacağız.